|
Mali Analiz Analiz Neden Yapılır ?
Temel Analiz
Şirketlerin bilançolarını inceleyerek yapılan analizdir. Şirketin mevcut durumu ve sektördeki gücü hakkında bilgi verir. Analizin temeli bilançolara dayandığı için önce bilanço ve bilançodaki kalemlerin ne anlama geldiğine bakalım. Bilanço nedir? Bilanço, bir işletmenin belirli bir tarihte sahip olduğu varlıkları ve bu varlıkların sağlanmış olduğu kaynakları gösteren bir mali tablodur. Bilançolar, şirketlerin belirli tarihlerde (bu tarihler genellikle 31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık olmakta; ancak yabancı ülkelerle kurulan ortaklıklar gibi özel mevzutların sözkonusu olduğu durumlarda bu tarihler değişebilmektedir) hazırlamakla ve yayınlamakla yükümlü oldukları, hazırlandığı tarih itibarıyla ilgili işletmenin bir portresini çizerek mali yapısı hakkında bilgi vermekte olan, muhasebe dilinde "t tablosu" olarak da adlandırılan tablolardır. Bilançolar, şirketlerin belli bir dönemdeki performanslarından ziyade, belli bir tarihteki durumları hakkında bilgi vermekte ve işletmelerden topluma bilgi akışında önemli bir işleve sahip olmaktadır. İşletmelerin her hareketi bilançolara işlenmekte ve bu durum da aktif ve pasifteki kalemlerde sürekli değişiklikler yaratmaktadır. Bu sebeple bilançolar işletmelerin sadece belirli bir andaki durumunu ifade eden tablolar olup bir şirketin mali durumunun belirli bir zamanda çekilmiş resmine benzemektedir. Bilançolarda temel eşitlik veya ana denklem şu şekildedir: Varlıklar (Aktifler) = Borçlar + Öz Sermaye Bilançolarda iki kısım vardır. Bunlar; şirketlerin sahip olduğu tüm "Varlıklar ve Hakettikleri Tutarlar"ın kaydedildiği Aktifler kısmı (bilançonun sol tarafı) ile şirketlerin sağlamış oldukları "Kaynaklar"ın kaydedildiği Pasifler kısmıdır (bilançonun sağ tarafı). İşletmenin alacakları bilançonun aktif kısmında yer alırken; borçları pasif kısmına kaydedilmektedir. Aktifler Aktifler kısmında şirketlerin sahip oldukları para, menkul, gayrimenkul, stoklar, iştirakler, telif hakları, her türlü alacaklar gibi varlıkları ve hakettikleri alacakları kayıtlıdır. Aktif kalemler bilançonun sol tarafında likidite niteliklerine göre, en likit kalem en üstte olmak üzere aşağıya doğru sıralanırlar. Aktiflerin ilk kısmını oluşturan Dönen Varlıklar (Cari Varlıklar), nitelikleri gereği likit aktifler olarak kabul edilmekte; burada kayıtlı olan kalemlerin "bir" yıl içerisinde likite dönüşeceği öngörülmektedir. Bir yıl içerisinde likite dönüşmeyeceği düşünülen ve aktiflerin ikinci kısmını oluşturan Duran Varlıklar ise (Sabit Varlıklar), şirketlerin uzun vadeli olarak ellerinde bulundurmak amacıyla sahip oldukları varlıkları kapsamaktadır. Burada önemli olan bir nokta da, dönen varlıklar grubuna dahil edilecek ekonomik varlıklar saptanırken, varlığın niteliği kadar işletmenin özelliği ve firma yöneticilerinin bu varlıkları kullanış amaçlarının da gözönünde tutulması gerekliliğidir. Örneğin, bina inşaat ve satışı ile uğraşan bir firmanın, bilanço gününde elinde mevcut inşa edilmekte olan veya inşaatı tamamlanmış binalar, bu firma için dönen varlık niteliğinde olacağı halde; bir sanayi işletmesinin faaliyetinde kullandığı binalar, o işletme için duran varlık niteliğinde olacaktır. İşletmenin sahip olduğu varlıklar, öz ve yabancı kaynaklarla elde edilmektedir. Böylece aktif toplamından yabancı kaynakların çıkarılmasıyla öz kaynaklarla sağlanan toplam varlıkların miktarı, diğer bir ifadeyle şirketlerin özsermayesi hesaplanabilmektedir. Pasifler Pasifler kısmında ise şirketler açısından kaynak niteliğindeki tüm tutarlar kaydedilmektedir. Kısa vadeli ticari borçlar, banka kredileri, ödeme gününe kadar vergi karşılıkları, çalışan personel için ayrılmış olan kıdem tazminatı karşılıkları, ödenmiş sermaye, geçmiş yıl karları (yedekler) ile cari dönem karı kaynak niteliğindeki başlıca kalemlerdir. Aktiflere benzer olarak pasif kalemleri de en kısa vadeli kaynaktan en uzun vadeli kaynağa (en likit kalem en üstte olmak üzere) doğru sıralanırlar. Pasiflerdeki en likit kalem grubunun Kısa Vadeli Borçlar (KVB) olduğu öngörülmektedir. KVB’lar, şirketlerin üçüncü şahıslara "bir" yıl içerisinde ödemekle yükümlü olduğu mali ve ticari borçları ile vergi karşılıklarını kapsamaktadır. KVB’a göre daha uzun vadeli olan ve daha az likit kaynakları oluşturan Uzun Vadeli Borçlar (UVB), şirketlerin üçüncü şahıslara bir yıldan uzun bir süre içerisinde ödemekle yükümlü olduğu mali ve ticari borçları ile vergi karşılıklarını kapsamaktadır. Özsermaye ise ortakların şirketteki toplam paylarını ifade etmekte ve şirketlerin en uzun vadeli kaynakları olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram, hem başlangıçta veya sonradan sahip veya ortaklar tarafından firmaya konan sermayeyi hem de karların işletme bünyesinde bırakılması suretiyle sağlanan kaynakları (oto-finansmanı) kapsar. Bir şirketin bilançosunda aktiflerin ve pasiflerin toplamı eşittir. Konuya matematiksel olarak yaklaşırsak, edinilen kaynaklarla yapılan yatırımların, kayıtlara girdiği sıradaki değerleri eşit olmak zorundadır. Bu sebeple herhangi bir hareket muhasebe kayıtları sırasında bilançoya aktif ve pasif kısımlarına ayrı ayrı, yani çift taraflı olarak kaydedilmektedir. Firmanın sürekli gerçekleştirdiği işlemler varlıklarında, borçlarında ve öz sermayesinde devamlı değişikllikler doğurmakta; ancak doğru ve usulüne uygun bir şekilde kaydedildiği sürece denklemin eşitliğini bozabilecek herhangi bir durum sözkonusu olmamaktadır. Bununla beraber hiçbir şirket sağlamış olduğu kaynaklardan daha fazla varlık edinemeyeceğinden dolayı, aktifler ile pasiflerin eşitliği bozulamamaktadır. Şimdi bahsettiğimiz bu alt kalemleri biraz daha ayrıntılı açıklayalım; Bilançonun Alt Kalemleri A. Dönen Varlıklar : Şirketin en likit aktiflerini gösterir. Yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar. B. Duran Varlıklar : Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar. C. Kısa Vadeli Borçlar : Bir yıldan az süreye yayılmış borçlardır. D. Uzun Vadeli Borçlar : Bir yıldan uzun zamana yayılmış borçlardır. E. Özsermaye : Bu kalem altında şirketin sermayesi, yedekleri, yeniden değerleme artış fonu ve net kar gösterilir. En çok kullanılan bilanço rasyoları Bu tablolardan ortaya çıkan rasyolar yatırım kararlarınız için çok önemli bir yol göstericidir. Rasyoları inceleyerek şirketler hakkında sağlıklı bilgi edinebilirsiniz. Bu incelemelerde size şirketin durumu ve geleceği hakkında önemli ipuçları verecek belli başlı rasyolar şöyle sıralanabilir: Cari Oran Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara oranıdır. Şirketin kısa süreli borçlarını ödeyebilme gücünü ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını gösterir.Yüksek değerler firmanın likiditesinin iyi olduğunu gösterir. Net Kar Değişimi Şirketin bütün faaliyetlerinden elde ettiği dönemsel karın geçen yılın aynı dönemine göre ne kadar arttığını gösterir. Kar artışı firmanın verimli çalışıp çalışmadığının en somut belirtisidir. Net Kar Büyümesi Şirketin verimli çalışıp çalışmadığının göstergesidir. Enflasyon oranının üzerinde çıkması beklenir. Alacak Devir Hızı Şirketin satışlardan doğan alacaklarını tahsil ettiği hızı gösterir. Şirket satışlarını ne kadar hızlı nakde çevirebiliyorsa o kadar iyidir. Stok Devir Hızı Şirketin üretip stokta tuttuğu malları ne hızla sattığını gösterir. Bu oran ne kadar hızlıysa o kadar iyidir. Borç Devir Hızı Üretim için satın alınan ara mallar için ödenen borcun ne kadar çabuk geri ödendiğini gösterir; bu oran ne kadar yavaş ise şirket için o kadar iyidir Borç / Özsermaye Oranı Şirketin, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanının genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olması tercih edilir. Ayrıca, sadece finansal borç kalemlerine bakılarak yorumlanabilir veya net borç rakamlara göre de bakılabilir. Net borç ise finansal borçlardan hazır değerler ve menkul değerler cüzdanı düşüldükten sonra bulunur. Toplam Borç/Toplam Kaynak Şirketin borçlarının aktif borçları içerisindeki payını verir. Bu oran aktiflerin % kaçının borçlarla finanse edildiğini gösterir. %50'nin altındaki oranlar tercih edilir. Özvarlık Karlılığı Dönem karının özsermaye içerisindeki oranını verir. %30'un üzerindeki oranlar tercih edilir. Özsermaye Büyümesi Şirket özsermayesinin bir önceki yılın aynı dönemine göre hangi oranda büyüdüğünü gösterir. Orandaki artış şirket ortaklarına düşen kar payının arttığını gösterir. Kar Marjları Brüt, faaliyet, ve net kar rakamlarına bakılır. Ne kadar yüksekse o kadar iyidir. Ayrıca, nakit çıkış gerektirmeyen kalemlere faaliyet karı ilave ederek Vergi, Finansman gideri, Amortisman öncesi Kar (VFAÖK) marjına da bakarak gerçekte şirket operasyonlarından ne kadar kar elde edildiğini gösterir. Brüt Kar Marjı Brüt satış karının net satışlar içindeki oranını verir. Brüt satış karı, şirketin faaliyet giderleri ile diğer giderlerini karşılamalı ayrıca yeterli bir kar bırakmalıdır. Net Kar Marjı Şirketin net karının net satışı içindeki payını belirtir. Bu oranın yüksek olması şirketin verimli olduğunu gösterir. %20'nin üzerindeki oranlar tercih edilir. Piyasa Değeri / Defter Değeri Piyasa değerinin defter değerine göre kaç kat olduğunu gösterir. Düşük çıkması tercih edilir. Fiyat / Kazanç Oranı Bilançoları değerlendirirken kullanılan oldukça popüler bir rasyodur. Bir hissenin kazancının kaç katına satıldığını gösterir. Bir başka deyişle bir hisse senedinin dönem sonu kapanış fiyatının hisse başına düşen kazancına oranıdır. Hisse başına kazanç rakamı ise şirketin dönem net karının dönem sonu hisse sayısına bölünmesi ile bulunur. F/K oranının izlenmesi ilgili hisse senedinin pahalı ya da ucuz olduğu konusunda fikir verir. Oranın düşük çıkması tercih edilen bir durumdur. İMKB'deki senetlerin F/K oranları dünya borsalarının oranlarının altındadır. Aktif ve Özsermaye Verimliliği Ortalama aktiflerin ve ortalama özsermayenin net kara bölünmesiyle bulunur. Şirket aktiflerini ve özsermayesini kullanarak ne kadar kar ettiğini gösterir. Bu rakam ne kadar yüksekse şirket için o kadar iyidir. Rasyoların Genel Değerlendirmesi Bu rasyolar incelenirken yatay ve dikey analiz uygulamak şirketlerin çeşitli dönemler itibariyle nasıl bir performans gösterdiğini ortaya koyduğu gibi gelecekteki performansı hakkında da önemli ipuçları verir. Yatay ve dikey analiz, dönemler itibariyle şirketin bilanço ve gelir tablosu kalemlerinin nasıl bir değişim gösterdiğinin ve aynı dönem içinde her bir kalemin bilanço veya gelir tablosu içindeki payının incelenmesini ifade eder. Bu paylar da dönemler arası karşılaştırılabilir.Bunları kısaca incelersek; Dikey Analiz (Yüzde Yöntemiyle Analiz) Yüzde yöntemiyle analiz, şirketlerin mali tablo kalemlerinin toplam içerisindeki ağırlığını ölçen, dönemler itibariyle yapılan incelemeler ile şirketlerin mali durumu ve gelişimi hakkında bilgi veren basit fakat oldukça faydalı bir analiz türüdür. Yüzde yöntemiyle analizde, mali tablolarda yer alan her bir kalemin toplam içerisindeki payı yüzde olarak ifade edilir. Yüzde yöntemiyle analiz iki yöntemle yapılabilir; 1. Birinci yöntemde, aktif tabloları için aktif toplamı, pasif tabloları için pasif toplamı, gelir-gider tabloları için net kar (zarar) 100 kabul edilir ve alt kalemlerinin, bu tablo toplamlarına ağırlıkları hesaplanarak, yüzde ifadelere dönüştürülür. Bu yüzde hesaplamalar üzerinden analiz gerçekleştirilebilir. 2. İkinci yöntemde ek yapıldığı gibi, tablolarda (aktif, pasif, gelir-gider) yer alan ana kalemlerin (aktif tablosu için; dönen varlıklar ve duran varlıklar, pasif tablosu için; kısa vadeli borçlar, uzun vadeli borçlar ve öz sermaye) herbiri ayrı ayrı 100 olarak alınır ve alt kalemlerinin ağırlıkları hesaplanarak, yüzde ifadelere dönüştürülür. Bu yüzde hesaplamalar üzerinden analiz gerçekleştirilebilir. Bu analiz yönteminin diğer analiz yöntemlerine göre iki önemli üstünlüğü vardır; 1. Yüzde yöntemiyle analiz metodu, her bir kalemin toplam içerisindeki payını yüzde olarak verirken, diğer analiz yöntemlerinde mali tablolarda yer alan kalemlerin toplam içerisindeki önemliliklerini görebilmek mümkün değildir. 2. Mali tablolarda yer alan kalemlerdeki değişiklikler salt rakamsal olarak ifade edildiğinde, aynı endüstri kolunda benzer işletmeler arasında anlamlı karşılaştırmalar yapılamamaktadır. Yüzde yöntemi ile yapılan analiz, aynı endüstri kolundaki işletmeler arasında karşılaştırma yapılmasına ve endüstri koluna ait ortalamaların hesaplanmasına olanak vermektedir. İşletmeler arası karşılaştırmalarda, endüstrilere ait ortalamalarla da karşılaştırma yapmak analizin önemini arttırmaktadır. Bilindiği gibi mali analiz türleri statik ve dinamik analiz olmak üzere iki çeşittir. Statik analiz tek bir yıla ait analizi, dinamik analiz ise geçmiş yıllarla yapılan karşılaştırmalı analizleri kapsar. Yüzde yöntemiyle yapılan analiz bu iki analiz tekniğinde de yapılabilmektedir. Eğer bir yıla ait yüzdesel paylar, aynı endüstri kolundaki diğer şirketlerle karşılaştırılıyor ise bu analiz statik analiz, bu yüzdesel paylar önceki yıllara ait yüzdesel paylarla karşılaştırılıyor ise dinamik analiz niteliğindedir. Yüzde yöntemiyle yapılan analiz dinamik analiz aracı olarak kullanıldığı takdirde, mali tablo kalemlerinin gelişmelerinin olumsuz veya olumlu olduğu gözlenebilmektedir. Yüzde yöntemi ile bilanço analizi çeşitli kademelerde yapılmakla birlikte en yaygın olarak kullanılanı, bilançoda yer alan kalemlerin toplam aktif veya toplam pasif içerisindeki yüzdesel oranları bulunmak suretiyle yapılanıdır. Diğeri ise, aktif ve pasif ana kalemlerinin alt kalemlerinin ana kalem içerisindeki yüzdesel oranları bulunarak karşılaştırma yapılmasıdır. Böylece elde edilebilecek yüzdesel oranlarla daha önce belirtildiği gibi iki şekilde analiz yapılabilir. Birincisi, işletmenin önceki dönem mali tabloları ile yüzdesel olarak karşılaştırma yapılıp işletmenin önceki döneme göre gelişimi hakkında bilgi sahibi olunabilir. İkincisi ise, işletmenin faaliyet gösterdiği endüstri kolundaki işletmelerle yüzdesel oranların karşılaştırılması şeklinde yapılabilir. Bunun diğer bir yolu ise, endüstriye ait ortalama yüzdeler bulunarak, aynı endüstride faaliyet gösteren herhangi bir işletme ile ortalama yüzdeler karşılaştırılabilir. Yüzde yöntemi ile gelir tablosu analizinde ise net satışlar %100 kabul edilir. Yani brüt satışlar net satışların üzerine yüzdesel olarak ötelenip satış indirimleri çıkarıldıktan sonra net satışlar %100 olanak alınır. Daha sonra gelir-gider tablosu kalemlerinin net satışlar içerisindeki yüzdesel payları bulunarak gider kalemlerinin yüzdesel oranları, net satışların yüzdesel oranlarından çıkartılarak, gelir kalemlerinin yüzdesel oranları ise eklenerek net dönem karının yüzdesel oranına ulaşılır. Yüzde yöntemiyle analizde öncelikle bakılması gerekenler; Aktif ve pasif dağılımındaki değişiklikler, Dönen varlıkların yapısındaki değişiklikler, Kısa vadeli yabancı kaynaklardaki değişiklikler, Stoklardaki değişilikler, Borçların ve öz kaynakların pasif toplamı içerisinde gösterdiği değişiklikler, öz kaynak artışları ile aktiflerin artışlarının karşılaştırılması, Gelir-gider tablosundaki kalemler sayılabilir. Yatay Analiz (Karşılaştırmalı Analiz) Yatay analiz, farklı tarihlerde düzenlenmiş mali tablolarda yer alan kalemlerdeki değişikliklerin incelenmesi ve değerlendirimesidir. Yani bu analiz, yeni açıklanmış mali tablolarda yer alan kalemlerin geçmişteki aynı dönemdeki mali tablo kalemlerine bölünmesi ile elde edilen oranlar yardımı ile yapılır. Yatay analiz, farklı tarihlerdeki mali tabloların karşılaştırması olduğundan dinamik bir analizdir. Yatay analizde, belirli bir tarihte düzenlenmiş tablolarda yer alan kalemlerin zaman içerisinde göstermiş olduğu artış veya azalışlar incelenmektedir. Yatay analizin en büyük üstünlüğü, incelenen işletmenin gelişme yönü hakkında bir görüş vermesidir. Ayrıca yatay analiz, işletmenin gelecekteki gelişimi hakkında tahminler yapabilmek için faydalıdır. Beklenmedik olaylar dışında, işletmenin geçmişteki eğilimine uygun bir şekilde gelişme göstereceği beklenebilir. Yatay analiz yapılırken analistin, işlemlerin daima gerçekleştiği tarihlerde muhasebeleştirildiklerini ve bu nedenle mali tablolarda yer alan kalemlerin çok farklı fiyat düzeylerini yansıtabileceğini dikkate alması gerekir. Mali tablolardaki bazı kalemler (nakit vb.), para değerindeki değişiklikleri yakından izleyebilmelerine rağmen, bazı kalemler (maddi duran varlıklar) işletme tarafından elde edildikleri tarihteki maliyet bedelleri ile tablolarda gösterilirler. Ayrıca bazı kalemlerdeki artış veya azalışlar reel olmaktan ziyade, fiyat düzeyinin değişmesinden kaynaklanabilir. Bu nedenle mali tablolar yatay olarak incelenirken, mali tablolar enflasyondan arındırılıp veya dolar bazında ifade edilip analiz yapılabilir. Karşılaştırmalı mali tablo analizinde, değişiklikler salt ve yüzdesel olarak ifade edildikten sonra, önemli değişme gösteren kalemlerin, daha derinliğine incelenmesi gerekmektedir. Analiz yapmak, yalnız mali tablolarda yer alan kalemlerdeki değişiklikleri saptamak değil, bu değişikliklerin nedenlerini araştırmak ve gelişmelerin işletme açısından olumlu veya olumsuz yönde olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Dolayısıyla işletmenin farklı tarihlerdeki iktisadi varlıklar, borçlar ve öz kaynaklarındaki değişiklikler gözlemlenmiş olacaktır. Bilanço kalemlerinin zaman içerisinde göstermiş olduğu değişiklikler, belli bir tarihte bilanço kalemleri arasındaki ilişkiden daha anlamlı olabilir. Yatay analizde öncelikle bakılması gereken kalemler; Hazır değerlerdeki değişim, menkul kıymetlerdeki değişim, Stoklardaki değişim, Alacaklardaki değişim, Dönen varlıklardaki değişim, İştiraklerdeki değişim, Maddi duran varlıklardaki değişim, Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklardaki değişim, Özkaynaklardaki değişim, Satışlar, Alacaklar ve stoklardaki artışların karşılaştırılması olabilir. Bu değişimlerin yanısıra, gelir-gider tablosundaki tüm kalemlerin incelenmesi gerekmektedir. Portföy Yönetiminde Temel Analiz Temel analiz, hisse senedinin gerçek değerinin belirlenmesine yönelik bir değerlendirme yöntemidir. Bu yöntemde hisse senedinin fiyatını belirleyen ekonomik tahminler, rekabet, yönetim becerisi, dağıtım kanalları, finansal yapı, likidite ve karlılık gibi temel olguların ve bunların o hisse senedinin fiyatını nasıl etkilediğini analiz edilmesiyle hisse senedi yatırım değerinin yada gerçek değerinin belirlenmesi söz konusudur. Temel analizi uygulayanlar hisse senedinin yatırım yapmaya değer görüldüğü fiyatı belirlerler ve bu fiyatı hisse senedinin cari fiyatıyla karşılaştırarak yatırım kararlarını verirler. Temel analiz yöntemi içerisinde de çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ekonomi, endüstri,ortaklık(firma) analizi bu yöntemler içerisinde en çok kullanılanlardır. Bu analizde ilk olarak ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum incelenir. İnceleme sırasında aşağıdaki göstergeler göz önünde tutulmaktadır. -Faiz oranları -Para arzı ve talebinin dengesi -Enflasyon oranları -Dış ticaret açıkları -Ödemeler dengesi açıkları -Banka faiz oranları -Döviz fiyat hareketleri -Kamu kesimi harcamaları -Merkez bankası para politikaları -Ülke parası ile ilgili siyasi kararlar Bundan sonra genel ekonomik durumdan sektörlerin nasıl etkilenecekleri araştırılır.Yatırım yapılacak sektör veya sektörler belirlendikten sonra sektördeki firmalardan yatırım yapılması avantajlı olanının belirlenmesi için bilanço kalemlerinin incelenmesi gerekmektedir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır: -Şirketlerin pazar payları -Şirketlerin rekabet güçleri -Şirketlerin karlılık durumları -Şirketlerin ürettikleri mal ve hizmetlerin maliyetleri -Şirketlerin özsermaye durumları -Şirketlerin patent ve imtiyaz sahibi olup olmadıkları Ekonomi, endüstri, ortaklık analizinde bu unsurlara gore yatırım yapılacak şirketlere karar verilir.Bu analiz şekli dışında bilanço kalemleri arasındaki ilişkileri göz önüne alarak yapılan analizler de bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi oran analizleridir. Bilanço kalemleri arasındaki oranlar bulunup, diğer şirketlerin oranlarıyla karşılaştırılması oran analizinin mantığını oluşturmaktadır. En çok kullanılan oranlar: a.Likidite oranları -Cari oran(kısa vadeli varlıklar/kıa vadeli borçlar) -Likit oran(kısa vadeli varlıklar eksi stoklar//kısa vadeli borçlar) -Nakit oran(kasa+banka+serbest menkul kıymetler/kısa vadeli borçlar) b.Faaliyet oranları -Alacak devir hızı(kredili satışlar/net ticari alacaklar) -Stok devir hızı(satılan malın maliyeti/stoklar) -Toplam varlık devir hızı(net satışlar/toplam varlıklar) c.Finansal yapı ile ilgili oranlar -Toplam borç/toplam varlık oranı -Toplam borç/özsermaye oranı -Faiz karşılama oranı(faiz ve vergi öncesi kar/faiz giderleri) d.Karlılık oranları -Brüt satış karı(net satışlar eksi satılan malın maliyeti/net satışlar) -Özsermaye karlılığı(vergi sonrası net kar/özsermaye) -Toplam varlık karlılığı(faiz ve vergi öncesi kar/toplam varlık) Değerleme Yöntemleri Ekonomi,endüstri ve ortaklıkla ilgili saptamalar yapılmasından sonra, hisse senedinin gerçek değerinin saptanmasına yönelik çeşitli yöntemler vardır. Hisse senedi için hesaplanacak gerçek değer, piyasa fiyatı üstünde olduğunda, bu hisse senedine yatırım yapmanın uygun olduğu sonucuna varılacak, aksi takdirde yatırımdan vazgeçilecek hatta, elimizde mevcutsa bu hisse senetlerinin satılmasına karar verilecektir. Temettü(kar payı,dividant) modeli Bu modele gore bir yatırımcı için hisse senedinin gerçek değeri, bu hisse senedine sahip olmakla, her yıl eline geçecek nakit miktarının diğer bir deyişle kar payı gelirlerinin bugünkü değerine eşittir. GD = [D1/1+k]+[D2/(1+k) ]+……+[Dv/(1+k) ] a.Dağıtılacak kar paylarının yıllar içinde sabit kaldığı ve hep aynı D değerini alacağı varsayımı altında; GD= å D1/(1+k) =D/k t=1 b.İşletmenin her yıl dağıtacağı kar paylarının sabit g oranı kadar büyüme göstereceği varsayılıyorsa, GD= D1/k-g c.Yıllar içinde farklı büyüme oranları gerçekleşeceği, örneğin ilk m yıl boyunca g1 büyüme oranının m+1 . yıldan sonra ise y2 büyüme oranı gerçekleşeceği varsayılırsa, m t t m GD= å D0(1+g1) /(1+k) + 1/(1+k) [Dm+1/k-g2] t=1 Solofsky-Murphy Modeli Bu modelin de kar payı modelinden farkı yoktur. Modele gore hisse senedinin gerçek değeri: n t t n GD= å [D0(1+g1) /(1+k) ] + Pn /(1+k) t=1 Fiyat/Kazanç Oranı Yaklaşımı Hisse başına net kar ile hisse senedi fiyatı arasında uygun bir çarpan katsayısı bulunması gereğinden hareket eder.Hisse başına düşen kar e ile gösterilir a.Kar paylarının sabit kalacağı varsayımına gore; Fiyat= D/k (Fiyat/Kazanç) oranı=F/e= D/e/k=Kar payı dağıtma oranı/k b.Kar paylarının sabit oranda büyüyeceği varsayımına gore; Fiyat= D1/k-g (Fiyat/Kazanç) oranı= F/e1=D1/e1/k-g=Kar payı dağıtma oranı/k-g Piyasa Değeri/Defter Değeri Oranı Yaklaşımı Bu yaklaşımda fiyat/kazanç yaklaşımında olduğu gibi, iki büyüklük arasında belli bir katsayı saptamaya yöneliktir. GD= Defter Değeri * (Piyasa değeri/defter değeri) oranı Regresyon Modeli Bu modelde hisse senedi fiyatı bağımlı, bunu etkileyebilecek çeşitli faktörler de bağımsız değişkenler olarak alınıp regresyon analizleri yapılır ve çeşitli faktörlere ait katsayılar belirlenmeye çalışılır.Bu analizde regresyon denklemi; Y=a+bX1+cXn +…….+mXn |
ANASAYFA | HAKKIMDA | FORMLAR | FAYDALI LİNKLER | PRATİK BİLGİLER | SORGULAMALAR | HESAPLAMALAR | İLETİŞİM
© 2012 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Temel Karaman
|
AKALIN MEDIA |